Koyunlarda Çiçek Hastalığı
Koyunlarda Çiçek Hastalığı Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi ve İlaçları
Koyunlarda çiçek hastalığı oldukça bulaşıcı olan viral bir hastalıktır. Bu hastalık deride kabuklanma, kızarıklık, kabarıklık, yüksek ateş ve başta akciğerler olmak üzere çeşitli iç organlarda doku hasarı ile karakterizedir. Hastalığa neden olan etken Poxviridea ailesinin Capripoxvirüs cinsi içerisinde yer alır. Derideki kabuklanmalardan saçılan virüsler 6 ay kadar yaşamını ve enfekte etme özelliğini devam ettirebilir. Direk olarak güneş ışığına maruz kaldığında ise etkisiz hale gelebilir. Genel olarak koyun çiçek virüsü çevre koşullarına karşı dayanıklıdır ve bu özelliği nedeni ile hastalık ile mücadele zorludur. Etken asit ve alkali uygulamalara, dondurma ve çözdürmeye ve kuru ortamlara karşı dirençlidir. Formalin, iodofor gibi bazı dezenfektanlara karşı ise duyarlıdır. Virüs ile enfekte hayvanlardan dökülen kabuklar, hasta hayvanların ağız ve burun akıntısı bulaşmanın başlıca kaynağıdır. Bulaşma direk ve yakın temas veya sinek gibi vektörler aracılığıyla şekillenir.
Virüs bulaşan hayvanlarda lezyonların ortaya çıkması yaklaşık olarak 1 hafta sürmektedir. Lokal olarak bulaşmış olan virüs; burada çoğalır ve sonrasında viremi adı verilen kana karışma dönemi başlar. Kan yolu ile virüs tüm vücuda yayılabilir. Yayılma sonrasında deri doku üzerinde tipik çiçek hastalığı lezyonları görülmeye başlar. Lezyonlar genellikle ilk başlarda kızarık ve kabarık içi ise sıvı dolu kesecikler şeklindedir ve sonrasında kabuklanma oluşur. Çiçek virüsü deri dışında başta akciğerler olmak üzere çeşitli doku ve organlarda da lezyonlar oluşturabilir. Hastalığın şiddeti koyun ırkına, yaşına ve genel sağlık durumuna göre değişmekle beraber özellikle kuzularda şiddetli seyredebilir.
Koyunlarda Çiçek Hastalığının Belirtileri
Çiçek hastalığı koyunlarda genellikle deri üzerindeki karakteristik lezyonlar ile kendisini gösterir. Bunun dışında genel ve sistemik bazı belirtilerin görülmesi de muhtemeldir. Koyunlarda çiçek hastalığında görülen başlıca belirtiler ise aşağıdaki gibidir.
- Deri üzerinde özellikle de kılsız olan ağız ve çevresi, anüs, meme, koltuk altı, dil ve diş eti gibi bölgelerde; kabarık, kızarık ve kabuklaşmış şekilde içerisi sıvı dolu lezyonlar.
- Vücut ısısında yükselme, iştahsızlık, halsizlik, göz yaşı akıntısı, ağız akıntısı ve meme iltihaplanması.
- Akciğerlerde hasar oluşması ile beraber öksürük, solunumda zorlanma ve burun akıntısı gibi belirtiler.
- Gebe olan koyunlarda düşük yapma ve yavru atma problemleri.
- Küçük yaştaki kuzularda ani ölümler.
Koyunlarda Çiçek Hastalığı Teşhis ve Tedavisi
Koyunlarda çiçek hastalığı tipik belirtilere sahiptir ve bu nedenle belirtileri ile lezyonlara bakıldığında teşhis koymak mümkündür. Kesin olarak teşhis içinse bazı serolojik testler yapılabilmektedir. Nekropsi yapılan hayvanlarda ise ağız içerisinde ve çevresinde, anüs ve vulva çevresinde, yemek ve soluk borusunda çiçek lezyonları görülebilir. Aynı zamanda dalakta kanama odakları yine nekropside karşımıza çıkabilecek olan belirtiler arasındadır.
Koyunlarda çiçek hastalığına karşı etkili ve kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Belirtiler gözlendiğinde veteriner hekime başvurmanız gerekir. Veteriner hekim önerisi ile çeşitli ilaçlar ve lokal uygulamalar ile belirtiler ortadan kaldırılmaya çalışılabilir. Hastalık ortaya çıktıktan sonra tedavisi net olarak olmadığından korunma yöntemleri uygulamak daha mantıklı ve ekonomik olacaktır.
Koyun çiçeği hastalığının aşısı bulunmaktadır. Bu nedenle veteriner hekimlerin belirlediği dönemlerde ve aralıklar ile canlı veya inaktif çiçek aşısı uygulanması gerekir. Aynı zamanda sürüye yeni alınan hayvanlar mutlaka bir karantina sürecine tabi tutulmalı ve sonrasında sürüye alınmalıdır. Bu sadece çiçek hastalığı için değil bulaşıcı olan birçok hastalık için önemlidir. Ölen hayvanlar ise derin çukurlara sönmemiş kireç dökülerek gömülmelidir. Sürüde hastalık meydana geldiğinde ağılların temizlik ve dezenfeksiyonu da oldukça önemlidir.
Koyun çiçeği hastalığı ihbarı mecburi bir hastalıktır. Bu nedenle hasta sahipleri, yetiştiriciler ve veteriner hekimler bu hastalığı teşhis ettiklerinde ya da hastalıktan şüphelendiklerinde mutlaka ilgili kurum ve kuruluşlara durumu bildirmelidir.